Ana Sayfa / + 1. Mağaza merkez Yönetimi / Durgun Büyüme (Dengelilik) Stratejileri

Durgun Büyüme (Dengelilik) Stratejileri

Bir işletmenin izlediği stratejiye, aşağıda sıralayacağımız nedenlerden dolayı, durgun büyüme stratejisi adı verilmektedir:
– İşletme aynı ya da benzer amaçları izlemeye devam etmekte, geçmişte olduğu gibi, her yıl aynı oranda büyümesini sürdürmektedir.
– Çevresine aynı ya da çok benzer ürün ve hizmetleri sunmaya devam etmekte ve herhangi bir değişiklik yapmamaktadır.
– Ana stratejik kararları fonksiyonel yavaş büyümeyi sürdürme konusunda yoğunlaşmıştır.

Durgun büyüme stratejisinde kararlı ya da dengeli bir gidiş vardır. İşletme yıldan yıla faaliyetlerini fazla bir riske girmeksizin genişletmektedir. Ürün ve hizmetlerde dağıtım kanallarında, üretim kapasitesinde çok az ölçüde ana fonksiyonel değişimler yapılmaktadır. Dikey bütünleşme tarzında herhangi bir değişiklik olmamaktadır. Etkili bir durgun büyüme stratejisinde, işletme kaynaklarını halihazırda sürdürdüğü faaliyetlerine tahsis etmekte ya da hızlı rekabet avantajı sağlayabilmek için dar bir ürün ve pazar kısmı üzerinde odaklaşmaktadır. .

Durgun büyüme stratejilerini dört grupta inceleyebiliriz:

Yavaş Büyüme Stratejileri: Çevre yavaş değişiyor ve işletme buna başarılı bir şekilde ayak uydurabiliyorsa bu strateji yararlı olur.
Kâr ya da Harmanlama Stratejileri: Endüstri büyümesini durdurmuş ve olgun bir noktaya erişmişse bu strateji yararlı olur.
Fasılalı Durgun Büyüme Stratejileri: Eğer çevre koşulları yavaş değişmekteyse bu strateji uygun olur.
Destekli Büyüme Stratejileri: İşletmenin kaynakları tükenmekteyse bu strateji başarılı olacaktır. Şimdi sırasıyla bu stratejileri gözden geçirelim.

Yavaş Büyüme Stratejileri

Yavaş büyüme stratejisi izleyen bir işletme, geçmiş yıllarda olduğu gibi, belirlediği amaçlarına aynı biçimde erişme çabalarını sürdürmektedir. Fakat burada, enflasyonun etkileri de dikkate alınarak, parasal ayarlamalar yapılmaktadır. Diğer bir deyimle, nakdi artışlar değil reel artışların düzeyi aynen sürdürülmektedir. Belirlenen amaçlar, genellikle, endüstrinin büyüme ortalamasına yakın veya daha altındadır.

Bir işletmenin neden yavaş büyüme stratejisi izlediğini şu biçimde açıklayabiliriz:

  • İşletme böyle bir stratejinin iyi olduğunu düşünmektedir. Yönetim, çoğu zaman, bu konuda hangi karar bileşimlerinden sorumlu olduğunu bilmemektedir ve “biz böyleydik, yolumuza da böyle devam edeceğiz” diye düşünmektedir. Bu, iyi bilineni devam ettirme alışkanlığı olarak açıklanabilir.

  • Yavaş büyüme stratejisi düşük riskli bir stratejisidir. Çünkü gerek yeni ürünler ve gerekse yeni üretim yol ve yöntemlerin söz konusu olmalığı küçük oranlı değişikliklerin başarısızlık oranı da zayıf olmaktadır. Halbuki ilave riskler yüklenmenin şartları ağırdır ve başarısızlık oranı da yüksektir. Ayrıca küçük işletmeler dengeli büyümeyi sürdürürlerken, ancak büyük işletmelerin riske dayanıklılığının büyük olabildiğini söyleyebiliriz.

  • Eğer tepe yöneticileri izleyebilecekleri başka bir seçenek (alternatif) bulamıyorlarsa, yavaş büyüme stratejisini seçerler. Uygulamada çoğu işletme bu stratejiyi izlemekte, çevredeki güçlere tepki göstermekte, sadece nadir ve olağanüstü durumlarda stratejilerini değiştirmektedirler. Strateji değiştirmek sanıldığı kadar kolay olan ve sık başvurulan bir iş değildir.

  • Bu stratejiyi izlemek tepe yöneticilerine kolay gelmekte, bilinen yoldan sapmamak onlara cesaret vermektedir.

Mutlaka Okumalısın!  İş Sözleşmesinin Kurulması

Çoğu işletme yukarıda sayılan nedenlerden dolayı, yavaş büyümeyi tercih etmekte, faaliyetlerini bir ürün ya da hizmet hattı üzerinde yoğunlaştırmaktadır. Böylece, iyi bildiği ve yaptığı faaliyetler konusunda, yavaş yavaş ve fakat emin adımlarla ilerlemekte, mevcut pazarı genişletmekte, arkasından da yeni ürün ve hizmetlerini bildikleri pazarlara sürme çabaları içine girmektedirler. Daha sonra yaptıkları yoğun araştırmalar sonucunda, coğrafi olarak yeni pazar alanlarına girmektedirler.

Kâr ya da Harmanlama Stratejileri

Bir işletmenin veya stratejik iş biriminin temel amacı nakit yaratma olduğu zaman, izlenecek strateji de kâr ya da harmanlama stratejisi olmaktadır. Ancak, kâr ya da harmanlama stratejisinin izlenebilmesi için, işletmenin ya da stratejik iş biriminin ürün hayat eğrisinin olgunluk çağına girmiş olması ya da Boston Danışma Grubunun portföy analizinde gördüğümüz gibi, ürünün “nakit ineği” durumunda bulunması gereklidir. Çünkü nakit inekleri (cash caws) kendi ihtiyacından daha fazla nakit yaratıcıdırlar ve işletmenin kâr lokomotifi olarak görülürler. Ancak, kârlılığın fazla olmasına rağmen bu SİB’lerinde ya da işletmelerde büyüme hali hemen hemen durmuş ve kararlı durumdadır. Birçok fonksiyonel stratejiler, bu duruma erişmek için kullanılmışlardır.

Fiyat farklılaştırması, maliyetlerde tasarruf sağlama, satış fiyatlarını düşürmeme gibi yöntemler kârı artırıcı araçlardır. Bu stratejiyi izleyen işletmeler, stratejik iş birimi için sağladıkları destekleri sınırlandırırlar ve belki de belirli bir zaman sonra artık hiç destek sağlamazlar. Çünkü bu stratejiler, işletmenin ya da ilgili SİB’nin ilâve nakde ihtiyaç duymadığı, bilakis, nakit sağlama gücünün fazla olduğu dönemlerde uygulanmaktadır. Büyüme olanağı da bulunmadığı için, ilave yatırımlara ve onların gerektirdiği nakide ihtiyaç duyulmamaktadır. Bunu, ekimini yapmış, gübre ve sulama çabalarını da ikmal etmiş bir çiftçinin tarlasından, geçmişte yapmış olduğu faaliyetlerinin sonucu olarak, olgunlaşmış ürününü hasat etmesine benzetebiliriz.

Mutlaka Okumalısın!  Örgütsel Zamanın Etkili Kullanılması

Artık, işletmenin ya da SİB’nin pazarları durgunluk dönemine girmiş, geleceğe dönük gelişme ümidi yerine, düşme tehlikesi baş göstermiştir. Bazı düşünürler kâr ya da harmanlama stratejisine “son oyun stratejisi” adını vermektedirler. Çünkü birçok firma, endüstriyi terk edip faaliyetlerini azaltırken, işletme son kozunu oynayarak, dikkatli bir ürün yönetimiyle başarılı bir kâr sağlayabilme durumlarını tartışmaktadırlar. Gerçekten, pazar doygunluğu ve olgunluğuna erişmiş bir işletme ya da SİB’nin durumunu o düzeyde koruyabilmesi, dikkatli bir yönetimi gerektirmektedir. Çünkü pazarı bu noktada artırma çok masraflıdır, rekabet kızışmış durumdadır. Bu gibi hallerde, son kozlarını oynayan işletmeler, endüstri dalı müsaitse pazar kısmına hâkim olurlar, rakiplere nazaran pazar kısmını ellerinde tutarlar. Endüstri dalı uygun değilse, kârsız bölümleri bırakırlar, bazı varlıklarını ya da işletmenin hisselerini satarak gelecekte uğrayacakları kayıpları, zamanında harekete geçerek azaltmış olurlar.

Fasılalı Durgun Büyüme Stratejileri

İşletme, gelişme stratejisi izlerken, gerçekleştirmek istediği amaçlar düzeyini durgun büyüme stratejileri düzeyine indirerek, dikkatini daha çok verimliliği yükseltecek faaliyetlere odaklaştırması, faaliyetidir. Firma belirli bir süre bu durgun büyüme işlemini sürdürür, kendine gelir, nefes alır sonra tekrar gelişme stratejisine devam eder. Bunu merdivenleri hızla çıkan bir insanın, birkaç kat sonra durup bir süre soluklanmasına benzetebiliriz. İşletme, belli bir süre (bir veya iki yıl) kendini toparlamaya çalışır ve bu arada verimliliği artırıcı tasarrufları ön plâna çıkarıcı birtakım tedbirlere girişir, fonksiyonlara ve icrai (eylemsel) faaliyetlere dönük bir dizi kararlar üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırır. Çünkü büyümenin bazı sonuçları, işletmenin fonksiyonsuzluklarına neden olabilir. Büyüme ve gelişmeye ilişkin olarak alınan kararlara icracı birimlerin ayak uydurmada gecikmeleri, bazı fonksiyonların yapılırken, ortaya bazı fonksiyonsuzlukların da çıkmasına neden olmaktadır.

Örneğin; süratli büyümenin neden olduğu tedarik sorunları, kaliteli yönetici açığının kapatılmaması, ürün ve hizmetlerde kalite standartlarında bozulmalar, üretim araçlarında kırılma yıpranma ve bozulmaların artması ve benzeri türden sorunlar, işletme tepe yöneticilerini, bir süre büyümeyi frenleyerek, bu sorunlara çeki düzen vermeye zorlayacaktır. Aksi halde, aynı tempoda gelişme, işletmenin yönetim güçlük ve yetersizliklerine neden olabilecektir.

Mutlaka Okumalısın!  Müşteri İlişkileri Yönetiminin Amaçları

Bazen bu tür strateji, işletmenin pazar payının aşırı büyümesinden rahatsız olan devletin anti tröst kanunlarının bir baskısı sonucunda da uygulanmaktadır. Pazarı kontrol etmek, tekele doğru yönlenmek durumlarında, devlet müdahalelerine imkan bırakmadan, işletmenin durgun büyüme stratejisi izlemesi, en azından, belirli bir süre dikkatlerin üzerinde toplanmasından kurtulmasına da yardımcı olacaktır. Ayrıca, bu arada, işletme yürütmeye ilişkin sorunlarını ve verimliliğini arttırıcı tedbirlerini de zaman geçirmeden alacak, böylece kârlılığını da yükseltebilecektir.

Destekli Büyüme Stratejileri

Bu strateji, işletmenin dış çevre koşullarının, özellikle kaynakların temininin, aleyhe döndüğü durumlarda, tepe yöneticileri tarafından uygulamaya konulan bir seçenek olarak ortaya çıkmaktadır. Destekten amaç, gelecekteki faaliyetlerin garanti altına alınması ve yapılması muhtemel olan kaynak israflarının önlenmesidir.

Durgun büyüme şeklinde dönüşüm olarak ifade edilen bu stratejinin seçim nedeni gelecekte çevresel koşulların büyüme ve gelişme stratejisini izlemeye imkân vermemesidir. İşletmeler uzun ömürlü sosyal organizmalar olduklarına göre, geleceği düşünmek ve yaşamak için gerekli karar ve tedbirleri almak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu desteğiyse ancak, kaynakları dengeli bir şekilde kullanarak, mevcut olan büyüme stratejisini durgunlaştırmak suretiyle sağlayabileceklerdir.

 

Kontrol Et

Müşterilerin Kalbini Kazanmanın Yolu: Ayrıcalıklı Yem Fiyatlandırma

PERAKENDE MAĞAZACILIK FİYATLANDIRMA STRATEJİLERİ SERİSİ #02 Perakende sektörü sürekli olarak yenilikler ve değişimlerle karşı karşıya …