Yeni Yazı >>
Home / Genel / Yatırım Kararları

Yatırım Kararları

 

Sabit varlıklar ve dönen varlıkları ayırdetmek.

Yatırım kararları fonların uzun süreli olarak kullanımıyla ilgili kararlardır. Çeşitli kaynaklardan sağlanan fonlar, işletmenin amaçlarını gerçekleştirecek biçimde sabit varlıklar ile stoklar, alacaklar, nakit ve benzeri dönen varlıklara(cari, döner varlıklar) yatırılacaktır. Sabit varlıklar; genellikle makine ve tesisler gibi işletmede uzun süreli üretim faaliyetinde kullanılan yatırımlardır. Ekonomik ömrü bir yıldan daha uzun olan sabit varlıklarla ilgili kararlar, sermaye bütçelemesinin konusunu oluşturmaktadır.

Proforma bilanço, proforma gelir tablosu ve nakit bütçeleri, işletmelerin faaliyetlerini yürütebilmesi için düzenli olarak ve sık sık yaptığı normal finansal planlardır. Sermaye bütçelemesi olarak ifade edilen sabit varlıklara yatırımlarla ilgili planlama, işletmelerce düzenli olarak ve sık sık yapılan planlardan değildir. Bu tür planlara olağanüstü finansal planlar denir. Sermaye bütçelemesi, fonların ekonomik ömrü en az bir yıl olan projelere tahsis edilmesiyle ilgilidir. Sermaye bütçelemesi; uygun ve verimli yatırım alanlarının araştırılması ve sermaye harcama önerilerinin değerlendirilmesi süreci olarak ifade edilebilir. Sabit varlıklara yatırımlarla, sürekli olarak şekil değiştiren ve çalışma sermayesi olarak da adlandırılan dönen varlıklara yatırımların ayrı olarak ele alınması gerekmektedir. Ayrı ayrı ele alınmasını gerektiren nedenler şu şekilde ifade edilebilir:

– Sabit varlıklar dönen varlıklara göre genellikle daha fazla harcamayı gerektirir.
– Dönen varlıklara yapılan harcamalar daha çok bölünebilir olmasına karşılık (daha az stok ya da daha az alacaklara fon ayırma gibi), sabit varlıklara yapılan harcamaların bölünebilirliği düşüktür.
– Dönen varlıklara yatırımların süresi en çok bir yıl olduğu için, dönen varlıkların riski sabit varlıklara göre düşüktür.
– Dönen varlıkların likiditesi sabit varlıklara göre daha yüksektir.

Bilançoda varlık kalemleri likidite derecelerine göre sıralanmaktadır. Likidite dönen varlıklardan sabit varlıklara doğru azalmaktadır. Likidite, varlıkların paraya dönüştürülme yeteneğini ifade eder. Ancak likiditenin iki boyutu vardır; biri var lığın paraya dönüştürülmesinde geçecek süre, ikincisi varlığın paraya dönüştürülmesinde değerindeki değişme. Varlığın paraya dönüşüm süresi ne kadar kısa ve değerinden ne kadar az kaybederek paraya dönüştürülebiliyorsa o kadar likidite si yüksektir.

Mutlaka Okumalısın!  Yönetimde Yöneltme

Örnek olarak, stoktaki bir ürün, değerinden fazla bir şey kaybetmek sizin daha kolay paraya dönüşürken, üretimde kullanılan bir makinenin dönüşüm süresi daha uzun olacaktır. Makinenin kısa sürede paraya dönüşebilmesi istenirse değerinden önemli miktarda kaybetmesine göz yummak gerekecektir. Dönen varlık kalemleri arasında da likidite farklılığı vardır. Dönen varlıklar arasında likiditesi en yüksek varlık kalemi nakit ve benzerleri olup, onu pazarlanabilir menkul kıymetler, alacaklar ve stoklar takip eder. Varlıkların likiditesi arttıkça riski düşmektedir. Riskle kârlılığın aynı yönde hareket etmesi genel kuraldır. Diğer bir ifade ile risk arttıkça kârlılık da artmalıdır; risk düştükçe kârlılık da düşmelidir. Bu temel prensipten hareketle, sabit varlıklardan elde edilen kârlılığın, dönen varlıkların kârlılığından daha yüksek olması beklenmelidir.

İşletmelerin yatırım yapma nedenleri çok çeşitli olmakla birlikte bunları üç grupta toplamak mümkündür.

1) Kâr amaçlı yatırımlar: İşletmelerin kâr amaçlı yatırımları sayısal analize en elverişli olanlarıdır. Kâr amaçlı yatırımları da şu şekilde sınıflandırmak mümkündür:

– Yeni üretim birimlerinin oluşturulması,

– Yenileme yatırımları; İşletmelerin üretime devam edebilmeleri için eskiyen, yıpranan ya da teknolojik gelişmeler sonucu teknik olarak eskiyen sabit varlıkların yenilenmesiyle ilgili yatırımlarıdır.

– Genişleme yatırımları (Tevsii yatırımları); işletmenin mevcut üretim kapasitesini arttırmak üzere yapılan yatırımlarıdır.

– Modernizasyon yatırımları; işletmelerin üretim kalitelerini yükseltmek, maliyetleri azaltmak üzere yaptıkları yatırımlardır.

– Stratejik Yatırımlar; faydaları, diğer yatırımlara oranla daha uzun süreli olarak elde edilen yatırımlardır. Çoğu zaman bu tür yatırımların faydaları sayısal olarak ölçülemez. Riski azaltıcı, çalışanların motivasyonunu arttırıcı yatırımlar bu grup altında toplanmaktadır.

2) Yasalar gereği yapılan yatırımlar: İş yerlerinde güvenliği sağlamaya dönük olarak yasa gereği ya da toplu sözleşmeler gereği yapılan yatırımlardır.

3) Genel olarak verimliliği arttırmaya yönelik yatırımlar: Kreşler, Lokaller, spor tesisleri gibi çalışanların verimliliğini arttırmak amacına dönük olarak yapılan yatırımlardır. Özellikle son yıllarda değişimin getirdiği riski azaltabilmek, yükselen maliyetleri karşılayabilmek ve kısa sürede pazarlara ulaşabilmek gibi çok değişik nedenlerle işletmeler arasında işbirliği modelleri gelişmiştir. Artık işletmeler tek başlarına değil, diğer işletmelerle güçlü ve zayıf yönlerini birleştirerek yatırımlar yapmaya, böylelikle daha hızlı büyüme yoluna gitmektedirler.

Mutlaka Okumalısın!  Toplam Kalite Yönetiminin Özellikleri