Yeni Yazı >>
Home / Genel / Organizasyonlarda Bilgi Sisteminin Stratejik Önemi

Organizasyonlarda Bilgi Sisteminin Stratejik Önemi

Bilgi sistemleri özellikle uzun vadede başarılı olma ve organizasyonun yaşamını devam ettirebilmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Rekabette önderlik etmeyi sağlayan güçlü araçları olan bu sistemler stratejik bilgi sistemleri olarak adlandırılır.

Stratejik Bilgi Sistemleri

Stratejik bilgi sistemleri (SBS) , rakiplere üstünlük elde etmede yardımcı olmak için organizasyonların amaçlarını, işlemlerini, ürünlerini, hizmetlerini ve çevreyle olan ilişkilerini değiştirir.

SBS’nin uzun vadeli karar verme problemlerine yoğunlaşan üst kademe yöneticileri için stratejik kademe sistemlerinden ayrılması gerekir. SBS, bütün örgütsel kademelerde kullanılabilir ve diğer sistem türlerinden daha köklü ve daha geniş ufukludur. Organizasyonlar, yeni bilgi sistemleri teknolojisinin avantajına sahip oldukları için müşteri ve tedarikçilerle ilişkileri ve organizasyon içi işlemleri ve ilişkileri değiştirmeye ihtiyaç duyabilirler.

Dijital işletmelerin etkisini ve yeni bilgi akışını yerleştirmek için geleneksel stratejik modellerin değiştirilmesi gerekebilir. Dijital işletmeler ortaya çıkmadan önce işletme stratejisi, aynı pazardaki diğer işletmelere karşı başa baş rekabet etmeye yoğunlaşmıştır. Bugün ise, rakiplerin yaptıkları işler; müşteri değer zincirini daha iyi anlamak; rakiplerden daha hızlı ve derinlemesine öğrenmek; bütün bu sayılanlardan önce yeni pazar boşluklarını araştırmak, saptamak ve bu pazarları elde etmeye ağırlık vermektir (Laudon, 2002, s. 85) .

Rekabet Avantajı Olarak Bilgi Sistemleri

İşletmeler, üç farklı strateji düzeyinde bilgi teknolojisi kullanır. Farklı strateji düzeylerinde işleyen birkaç sistem bulunmaktadır. Bunlar; iş düzeyi, işletme düzeyi ve sektör düzeyidir. Her bir strateji düzeyi için sistemlerin stratejik kullanımları ve analiz için kullanılan uygun bir modelleri vardır (Karahoca, 1998, s. 64; Laudon, 2002, s. 86) :

– İş düzeyi stratejisi: Bu strateji düzeyinde yaygın bir şekilde kullanılan analitik bir araç olan değer zinciri analizi, rekabetçi avantajın en iyi şekilde uygulandığı işletmelerdeki belirli faaliyetlere ışık tutar. Bu model bilgi teknolojilerini, işletmelerin rekabet pozisyonunu geliştirmek için en verimli şekilde kullanabileceği belirli, kritik seviye noktalarını saptar. “Stratejik sistemlerden en büyük faydayı nereden sağlayabiliriz? Yeni ürün ve hizmetleri yaratmak, pazar hareketlenmelerini artırmak, müşteri ve tedarikçileri çekmek ve diğer işlemsel maliyetleri düşürmek için hangi faaliyetler kullanılabilir?” sorularına cevap verir. Bu model işletmeyi, ürün ve hizmetlerine değer katan basit bir faaliyetler zinciri olarak görür. Rakiplerinden kolaylıkla ayırt edilebilen işletmeler, tek bir yeni ürün ve hizmet yaratmak için bilgi sistemlerini kullanabilirler. Ürün farklılaştırmaya göre stratejik bilgi sistemleri, farklı tip mal ve hizmet üretiminden kaynaklanan rekabeti önleyebilir.

Mutlaka Okumalısın!  Büyük Ölçekli Kuruluşlarda Uygulama Planları ve Kaynak Dağılımı

Öyle ki bu işletmeler artık maliyet esasına göre rekabet etmek zorunda kalmazlar. İşletmeler yeni bir ürün veya hizmet için belirli bir hedef belirleyerek uygun yeni bir pazar yaratabilirler. İşletmeler hedeflenen farklılaşmayla rakiplerden daha iyi, bu yan hedef pazara göre, özel bir ürün ve hizmeti üretebilirler. Dijital işletmeler için mevcut olan güçlü bir iş düzeyi stratejisi, işletmenin değer zincirine satıcı ve tedarikçinin değer zincirini bağlamayı gerektirir. İşletmeler, müşteri ve tedarikçileri bağlamak için sistemleri kullanarak, müşteri taleplerine hızlı bir şekilde cevap verirken stok maliyetlerini de düşürebilmektedir.

– İşletme düzeyi stratejisi: İşletme genellikle, stratejik işletme bölümleri topluluğu olarak düzenlenir ve işletmelere dönüşümler, doğrudan stratejik işletme bölümünün performansına bağlanır. Sorunlar, “Bütün olarak bu işletme bölümlerinin performansı nasıl başarıya ulaşacaktır?” ve “Bilgi teknolojisi buna nasıl katkı sağlayacaktır?” şeklindedir.

– Sektör düzeyi stratejisi: İşletmeler, otomotiv sektörü, telefon, televizyon yayını ve orman ürünleri sektörü gibi hep birlikte bir sektör içerisinde yer alırlar. Bilgi sistemlerinin nerede rekabet avantajı sağlayacağını belirlemek için önce işletmeyi çevreleyen ilişkilerin iyi anlaşılması gerekmektedir. Rekabet avantajı, işletmenin müşterilerle, tedarikçilerle ürün ve hizmet değişiklikleriyle, yeni rakiplerle olan iş görme yeteneğini artırmakla elde edilir ki bu da işletmenin rakipleriyle arasındaki güç dengesini kendi lehine değiştirmesini sağlar. Bilgi ortaklığı ile işletmeler, bilgiyi paylaşarak, birleşme olmadan, güçlerini birleştirebilirler. Bu düzeyde kullanılan bir başka strateji de, ağ ekonomileridir. Buna göre; bir ağda ilave başka bir katılımcının marjinal maliyeti sıfırdır, ancak bu, daha büyük marjinal kazanca neden olabilir.