Yeni Yazı >>
Home / Genel / İletişim ve İşlevleri

İletişim ve İşlevleri

İletişim kavramının tek ve geçerli bir tanımını yapmak oldukça güç olmakla birlikte iletişimi, iki kişinin duygu, düşünce ve bilgilerini paylaşarak birbirini anlaması ile ilgili bir süreç olarak tanımlayabiliriz. İletişimle insan, toplumsal bir varlık olarak kendisini gerçekleştirmekte, başka deyişle biyolojik bir varlık olmaktan çıkarak, toplumun bir üyesi olmaktadır. Belli bir toplumda insanın kendisinden önce var olan kuralları öğrenmesi, değer ve inançları benimsemesi ve bunlara uygun olarak kendisine verilen rolleri oynaması yani toplumsallaşması, ancak iletişimle gerçekleşir.

İnsanlar, başkalarıyla bir arada olabilmek, onları anlayabilmek, kendilerini anlatabilmek ve etkileyebilmek yani toplumsallaşabilmek için iletişim kurmak zorundadır. Bunun da ötesinde bireyler kendileriyle ve başkalarıyla iletişim kurarak kişilik gelişimlerini sağlarlar. İletişim, kişiler arası ilişkinin her türünü, örgütleri ve giderek toplumları yaratan ve bir arada tutan bir “harç” işlevi görür. Bir diğer deyişle toplumsal yaşamımız, kişi olarak benliğimizi var etmemiz, başkalarıyla birlikte bir işi gerçekleştirebilmek için bir iş grubu içinde düşünce üretmemiz, bunu davranışlarımızla işe dönüştürebilmemiz, ancak iletişimle gerçekleşir.

İnsan kendi deneyimlerinden ve yaşantılarından olduğu kadar iletişim aracılığıyla başkalarının deneyim ve yaşantılarından da yararlanarak, genelleme ve çıkarsamalarda bulunarak, yeni bilgilere ulaşır. İnsan yalnız doğayı etkilemek ve değiştirmekle kalmamış, varlığını sürdürmek için de belli kurallar ve değerleri üreterek örgütlenerek, toplumsal/kültürel kurumlar oluşturmuştur. Bu kurumların oluşması kadar sürdürülebilmesi de iletişimle gerçekleşmektedir. Ayrıca, toplumlar, iletişim aracılığıyla, geleneklerini ve kültürel kimliklerini korumalarının yanısıra yeni düşünceleri ve değerleri de öğrenme olanağı bulmuşlardır.

Öte yandan, iletişim toplumun üyeleri arasında düşüncelerde, değerlerde, davranışlarda ve amaçlarda benzerlik ve uzlaşma olasılığını artırır. İletişim, bireylerin ve grupların kendi çıkarlarını ve hedeflerini, ortak bir amaçta bütünleştirerek toplumsal örgütlerin kurulmasında ve gelişmesinde önemli rol oynar. Bir toplumda iletişimin kimler arasında, nasıl ve hangi sonuçlarla nasıl gerçekleşeceği büyük ölçüde o toplumun, toplumsal ve kültürel özellikleri tarafından belirlenir. Öte yandan, üyesi olduğumuz grupların davranış kuralları, yetiştiğimiz çevre, eğitim ve öğrenim düzeyimiz, yaptığımız iş ve üyesi olduğumuz gruplar da iletişim davranışımızı etkiler. İletişim, bireylerin kendilerinkinden farklı rolleri, inançları, değerleri tutum ve davranışlara sahip bireylerle ve gruplarla nasıl ilişki kurulacağının öğrenilmesini de sağlar.

Mutlaka Okumalısın!  Neden Bilgi Sistemleri?

İletişim, bir paylaşma eylemi olarak çift yönlü bir süreçtir. Bizler, iletişim süreci içinde yalnızca başkalarından mesaj almaz, mesaj da göndeririz. Böylece, iletişim süreci içinde karşılıklı olarak etkilenir ve değişime uğrarız. Bu açıdan iletişim, kendimizi ve çevremizi değiştirmekte kullandığımız bir araç olarak son derece önemli bir işlev görür.

İletişimin amacı karşılıklı anlaşmayı ve paylaşmayı sağlamak olmakla birlikte, bunun her zaman gerçekleşmediğini biliyoruz. Bu durum, insanların birçok açıdan birbirlerinden farklı özelliklere sahip olmalarından kaynaklanır. Fakat iletişim de önemli olan tarafların mutlaka anlaşmaları değil, birbirlerini anlamalarıdır. İnsanlar ne olursa olsun illaki anlaşmak zorunda değildirler. Birbirlerini doğru bir şekilde anlamaları önemlidir. Doğal olarak bu karşılıklı anlamanın, anlaşmayla sonuçlanması arzulanan, güzel bir sonuç olarak değerlendirilir.

Anlam yaratma, iletişimin en temel özelliğidir. İnsanlar iletişim mesajlarını algıladıklarında, anlam yaratma süreci de başlamış olur. Bireyler, herhangi bir mesajı algıladıklarında ona kendilerince bir anlam yüklerler. Her insanın kendine özgü özellikleri olması nedeniyle belli bir mesaja tam olarak aynı anlamı yükleyebilecek iki kişinin varlığından söz edemeyiz. Bu durum, iletişimin anlama ve anlaşma amacını gerçekleştirmesinde en büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Kitabımızın ilerleyen sayfalarında bu konu üzerinde sıkça duracağız. Özellikle polis ve jandarmalarımızın görevleri gereği toplumun her kesiminden, çok farklı insanlarla ilişki içerisinde olmaları nedeniyle bu tür iletişim engelleriyle çok fazla karşılaştıklarını biliyoruz.

İletişimde iletilecek mesajın oluşturulmasında kullanılan işaretler, semboller ve jestler simge olarak adlandırılır. En ilkel kabilelerden, en gelişmiş toplumlara kadar insanlar gelişmişlik düzeyleri ile orantılı olarak karmaşık simge sistemlerinden yararlanırlar. Örneğin, toplumsal ilişkilerinde dil, ekonomik ilişkilerinde para, olağanüstü saydıkları ve anlayamadıkları olaylarda sığınılan dinsel simgeler, eğlencelerinde müzik, eğitimlerinde ve iletişimlerinde yazı, insanların tüm yaşamları boyunca kullandıkları simge sistemlerinin örneklerini oluşturur.

Mutlaka Okumalısın!  Formların Amacı ve Önemi

Kişiler için değeri ve anlamı olan ve öğrenilerek kazanılan simgeler, iletişime katılanların bulundukları fiziksel, kültürel ve psikolojik ortam ve özelliklere bağlı olarak bir anlam ifade ederler. Yani, simgeler, toplumsal ve kültürel özellikler için de bir anlam ifade ederler. Örneğin, en gelişmiş simge sistemi olarak dil, bilmediğimiz yabancı bir dil olduğunda, o dili konuşan ve bizim dilimizi bilmeyen bir kişiyle iletişim kurmak neredeyse olanaksızdır. Aynı dili konuşuyor olsak bile, o dil deki bazı sözcüklerin anlamlarını bilmediğimizde de iletişim büyük ölçüde engellenmiş olur. Polis ve jandarmalarımızın, ülkemizin değişik yörelerinde görevleri sırasında karşılaştıkları bu tür iletişim engellerini aşabilmek için o yöre insanlarının başta dil olmak üzere diğer kültürel özelliklerini tanımaları, onları anlamaya çalışmaları gerekir.

En gelişmiş simge sistemi dildir. İnsanlar dili kullanma düzeylerine bağlı olarak, toplumsal yaşama etkin bir birey olarak katılma olanağı elde ederler. Dil, düşünce ile karşılıklı etkileşim içinde gelişir. Sözlü ya da yazılı dil aracılığıyla da iletişim kurarak düşünce gücümüzü geliştiririz. Etkin bir şekilde düşünemeyen insanın, başarılı bir iletişimde bulunması da olanaksızdır. Sözgelimi, kime, neden, ne zaman ne söyleyeceğimizi düşünmeden iletişim kurmaya kalktığımızda büyük olasılıkla iletişimimizde başarısız olacağımızı bilmeliyiz. İnsanlar doğru düşünmeyi hemen öğrenemezler. Bu tür gelişmiş bir düşünce gücüne, zaman içinde bilgi ve deneyim kazanarak ve bu yönde daha iyiyi arayarak edinilir. İletişim kurabilmek için de dilimizi geliştirmemiz gerekir. Dili ne kadar iyi kullanırsak o ölçüde etkin iletişim kurar ve o ölçüde de doğru düşünmeye başlarız. İnsanın, bunların her ikisine de sahip olabilmesi için toplumsal yaşama katılması gerekmektedir. Başka deyişle insanın, toplumsal ilişkilerinde pasif değil, aktif olması; yaşama ilişkin hedeflerinin olması, onları gerçekleştirmek için planlar yapması, bunun için bilgi edinmesi, kişi ya da kurumlarla ilişki ve iletişim kurması yani yaşama müdahale etmesi, yaşamı kendi amaçları yönünde değiştirmesi gerekir.

Mutlaka Okumalısın!  Portföy Analizlerinin Tanımı ve Önemi