Yeni Yazı >>
Home / Genel / Hukuksal, Dinsel ve Ahlaksal İncelemeler ve Stratejik Yönetim

Hukuksal, Dinsel ve Ahlaksal İncelemeler ve Stratejik Yönetim

Devlet, işletme faaliyetleri üzerinde en fazla etkide bulunan organizasyonlardan birisidir. Kanunlar, tüzükler, kararnameler ve bu gibi düzenleyici ve yönetici kurallar, devlet tarafından meydana getirilen hukuk düzenini oluştururlar. Devlet, meydana getirmiş olduğu hukuk düzeniyle işletme faaliyetlerini vergilendirir, sınırlamalar koyar, isteklendirir, sosyal ve ekonomik açıdan biçimlendirir. Bunun yanında devlet, bizzat iktisadi faaliyetlere girerek, işletmelerin karşısına rakip olarak çıkabilir. Saydığımız bütün bu hususlar yukarıda sözünü ettiğimiz bağlayıcı hukuksal çevre içinde gerçekleştirilir.

Stratejik plânlama yönünden çözümlenmesi gereken kaynak bulma sorunları, devletin belirlediği kredi koşulları, faiz hadleri ve ödünç verme politikasından doğrudan doğruya etkilenir. Bunun yanında devlet, işletmenin pazarlarının ve ürünlerinin belirlenmesi hususunda, ihracat olanakları, coğrafi olarak yayılma, gümrük ve vergi indirimleri gibi, üretimi ve satışı teşvik edici tedbirlerle büyük ölçüde yol gösterici ve yöneltici durumundadır. Devlet, sosyal sigortalar, sosyal dayanışma kurumları (sendikalaşma), asgarî ücretlerin saptanması konularında işletmelerin izleyecekleri işgücü politikalarını şekillendirir. Devlet, ayrıca sosyal güvenlik açısından üretilen malların halk sağlığı yönünden kontrolüne ilişkin kanunlar koyar, kalite kontrollerine girişir, gerekirse kontrolleri da yapar.

Devlet adı geçen düzenleyici ve yöneltici hükümleri vücuda getirip bizzat kendisi yürüttüğü gibi, hukuk düzeni gereğince kendisi tarafından ya da özel olarak kurulan organizasyonlar kanalıyla da yürütür. Örneğin; yerel yönetimler (mahallî İdareler), sendikal kuruluşlar, finansal kuruluşlar (bankalar) ve kooperatifler adı geçen hukuk sistemi gereğince kurulur ve faaliyetlerini yürütürler.

Hukuk kuralları ne kadar ayrıntılara giderlerse gitsinler toplumsal yönetim düzeninde devletin yazılı bir biçimde şekillendiremeyeceği birtakım boşluklar kalabilir. İşte hukukun söz konusu boşlukları yetkisini (otorite) insanüstü bir kaynaktan alan dinsel kurallarla, toplumun değer sistemlerinden alan ahlâksal kurallar tarafından doldurulur. Her ne kadar hukuk, din ve ahlâk kurallarının büyük ölçüde birleştikleri noktalar mevcutsa da kutsal kitapların oluşturduğu din ve geleneklerin (örf, adet ve teamül) yarattığı ahlâk kuralları hukuk sisteminin büyük ölçüde tamamlayıcısıdırlar. Hatta bazı hallerde, sosyal gelişme ve değişmelere ayak uyduramayan ya da toplumun din ve ahlâk kurallarının iyi bir şekilde incelenmesi sonucunda meydana getirilmemiş hukuksal kurallar zamanla yaptırım gücünü büyük ölçüde yitirirler ya da kanun koyucunun bütün uğraşılara rağmen tam bir uygulama alanı bulamazlar.

Mutlaka Okumalısın!  İşletme Stratejisi ve Planlama Perakende ve Mağazacılıkta Nasıl Uygulanır?

Zamanımızda gittikçe kuvvetlenen sosyal ve teknolojik değişme ve gelişmeler insanların işletmelere karşı toplu halde tepki göstermelerine neden olmaktadır. Şu halde diyebiliriz ki, hukukun düzenleyip cezalandıramadığı birtakım sosyal sorunların işletme yaşamı üzerindeki etkileri, bazen hukuksal kurallardan daha etkin olabilmektedir.

Şu halde, işletme sorumluları zamanımızın koşullarının gerektirdiği sosyal sorumlulukları göz önünde bulundurarak işletmelerinin faaliyetlerini plânlama zorundadırlar. Özellikle belirli bir sosyal çevreden hammadde ve işgücü tedarik eden, malî kaynaklar bulmak zorunda olan ve üretmiş oldukları mal ve hizmetleri söz konusu çevre içerisinde pazarlayan işletmeler bu sosyal çevrenin değer yargılarını tanımalı ve onlara saygılı olmalıdırlar. Stratejik faaliyetin ve plânlamanın gereği budur. Kısaca, gerek hukuksal düzen ve bu düzenin yarattığı organizasyonlar ve gerekse dinsel ve ahlâksal kurallar, işletme plânlayıcıları söz konusu faktörleri önceden iyi bilir ve işletmenin faaliyetlerinin plânlamasında göz önünde bulundururlarsa başarı kazanma şansları artar.